Қазақстан Республикасы Білім және ғылым министрлігі Қазақ мемлекеттік қыздар педагогикалық



бет34/47
Дата22.05.2018
өлшемі9,62 Mb.
#40597
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   47

Әдебиет:

  1. Досумбекова А.Г., Әйтиева Р.Б., Нұржанова Г.И. Ақпараттық мәдениет: Оқу құралы. – Алматы: ҚазМемҚПУ, 2010. - 164 б.

  2. Зейнулина А.Ф. Жоғары білімді кітапханашылар даярлауды ұйымдастырудың кейбір мәселелері//Библиотековедение. Библиография. Книговедение. - Алматы, 2004. - Вып.10.; Библиотекарь ХХІ века в реалиях современного общества: Материалы респ. конф. 22-23 сентября 2004 г., Усть-Каменогорск . – Алматы, 2004. - 176 с.

  3. Зубов Ю.С. Информатизация и информационная культура //Проблемы информационной культуры: Сб. ст. - М., 1994. – С.6-11.

  4. Информационная культура личности. Учеб.-метод. пособие. - М.: Либерея-Бибинформ, 2007. - 176 с. - С.65-92.

5. Ақшалова М. Кітапханашы- мәртебелі мамандық//Мәдениет.-1998.-№7- 8.- 16 бет.

6. Кожаханова С.Ш. Инновационные процессы в организации библиотечного обслуживания ЦБС //Кітапхана әлемі. Мир библиотеки. - 2007.-№1. - С.28-30.



Резюме

Статья представляет собой анализ роли и места библиотеки как социального института в информатизации современного общества. Авторы освещают вопросы новых технологий, ресурсно-информационных возможностей на примере конкретных библиотек Казахстана.



Summary

Article represents the analysis of a role and a library place as social institute in information of a modern society. Authors take up questions of new technologies, resursno-information possibilities on an example of concrete libraries of Kazakhstan.


MASALLARIN KAYNAKLARI VE TЬRLERI

Қ. Есімбеков

Сүлеймен Демирел атындағы университеті

2- курс магистранты.

Алматы, Қазақстан
Masalların nerede ve ne zaman ortaya çıktığı konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Masalın kaynağı ve yayılışı ile ilgili ilk görüşlerden biri Wilhelm Grimm’e aittir. Ona gцre masallar, Hint-Avrupa milletlerine ait mitolojilerin zamanla zayıflamasıyla ortaya çıkmıştır [1,125]. Grimm’in, masalların kaynağıyla ilgili diğer bir görüşüne göre de masallar, eski mitlerin parçalanmasından oluşmuştur. Onun bu görüşleri, “Hint-Avrupa Görüşü” ve “Parçalanan Mitler Görüşü” olarak adlandırılmış ve masalların kaynağıyla ilgili ortaya atılan görüşlerde de etkili olmuştur.

Grimm’in etkisiyle oluşan masal teorilerinde, başlıca şu üç görüş egemendir:

1. Mitolojik gцrьє.

2. Hindoloji gцrьєь.

3. Antropolojik gцrьє

Mitolojik görüşün temsilcileri Max Müler, Angelo de Gubertnatis, John Fiske ve Sir George Cox’dur. Bunlara göre masallar ve mitler, Hint-Avrupa medeniyetinin mirasıdır. Masalların kökeni, Hint mitolojisinde yani “Veda”larda aranmaktadır. Hint-Avrupa dillerinin Sanskritçe ile olan akrabalıkları, bu görüşün ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Bu okulun temsilcilerinden olan Max Müller, masalla mitoloji arasındaki benzerlikten dolayı masalların, mitolojiden çıktığını ileri sürmüş, kaynak olarak da Hindistan’ı göstermiştir [2,5].

Sir George Cox’a göre, “masalla mitoloji karakterleri bakımından farklılık gösterse de elementleri birbirine çok yakındır. Hint-Avrupa dil ailesine dahil olan milletlerin masallarındaki benzerlik Aryan kabilesinin dağılmadan önce zengin bir mitoloji hazinesine sahip olduğunu ispatlar”. Yine bu görüşün temsilcileri tarafından, masallarda güneşe, gün ağarmasına, bulutlara ve yağmurlara ilişkin mitler bulunduğu belirtilmektedir [3,135].

Hindoloji gцrьєьnde de masalların kaynağı olarak Hindistan gösterilmektedir. Ancak masallar, tarihî devirlerde ortaya çıkmıştır. Bu görüşte, masalların kaynağının “Veda” yerine “Paçatantra” olduğu belirtilmiştir. Bu görüşün temsilcilerinden Theodor Benfey, Aesop (Ezop) masallarını hariç tutarak masalların Hindistan’dan batıya geçişinin üç yolla olduğunu ileri sürmüştür:

1. Masalların bir kısmı, 10. yüzyıldan önce sözlü gelenek yoluyla yayılmıştır.

2. Bazı masallar, 10. yüzyıldan sonra Bizans, İtalya ve İspanya’ya yazılı kaynak yoluyla geзmiєtir.

3. Budizme ait malzemeler, Çin ve Tibet yoluyla Moğollara, oradan da Avrupa’ya geçmiştir. İranlıların Tutiname’si, Arap ve İsrail yazmaları, Avrupa’yı etkilemiştir. İslav masallarında, sözlü geleneğin etkileri görülmüştür.

Antropolojik gцrьєe gцre de masallar, içindeki ilkel düşüncelerden dolayı çok eski zamanlarda oluşmuştur. Bu görüşün temsilcileri, Edward Taylor ve Andrew Lang’dir. Bunlara göre masallar, farklı yerlerde birbirine benzer biçimde ortaya çıkmıştır. Kültürlerin birbirlerine benzer biçimde gelişmeleriyle farklı uluslarda benzer masallar oluєmuєtur [4,18].

James Frazer ve Mac Culloch, Avrupa ve Asya masallarındaki masal motifleri ile ilkel toplumlardaki motiflerin benzer olduğunu ileri sürmüşlerdir. Topladıkları malzemeler sonucunda bunların Amerikan Kızılderilileri, Avustralya ve GüneyAmerika kabileleri arasında aynı olduğunu görmüşlerdir. Arnold Von Gennep de totem devri yaşayan kabileler üzerinde yaptığı incelemelerde hayvan masallarına önem verildiğini görmüştür. Totem hayvanlarının ve merasimlerinin önemli olduğu bu kabilelerde, merasim sırasında mutlaka mitler ve efsaneler okunmaktadır. Ona göre bu mitler ve efsaneler, masalları meydana getirmiştir.

Masalların ne zaman, nasıl ve nerede oluştuğunu ortaya koymayı amaçlayan bu teoriler, Batılı araştırmacıların ortaya koydukları teorilerdir. Masallar, bir ulusun kültürünün en önemli unsurlarından olduğu için araştırmacılar, ulusal bir çaba ile masalların kaynağını Batıyla bağdaştırmakta, Türk masallarının yeri tam olarak ortaya konmamaktadır. Bu nedenle masalların kaynağı ile ilgili kesin bir yargıya varmak mümkün olmamakla birlikte Türk masallarının, Türk kültürünün ve onların ilişkide bulunduğu kültürlerden aldıklarıyla birlikte oluştuğunu ve geliştiğini söylemek mümkündür.

Masal, iзinde barındırdığı zengin unsurlar nedeniyle çeşitli türlere ayrılmaktadır. Türler konusunda, bazı araştırmacılar tarafından sınıflandırmalar yapılmıştır.

Masallar üzerine derli toplu ilk çalışma Antti Aarne tarafından ortaya konmuştur. Onun oluşturduğu katalogda, tiplerin yarısından fazlası tek motifli masallara aittir. Ayrıca birden fazla motifli masalları sınıflandırırken de duruma göre önemli kahramanı, olayı ya da zemini esas almıştır. Aarne masalları, 1999 sayılık üç bölüme ayırmıştır:

1. Hayvan Masalları (1-299)

2. Asıl Halk Masalları (300-1199)

2.1. Sihir Masalları

2.2. Efsane Tarzındaki Masallar

2.3. Kısa Hikaye Tarzındaki Masallar

2.4. Aptal Dev Masalları

3. Fıkralar (1200-1999)

Sınıflandırma konusunda ikinci önemli çalışmayı, Stith Thompson yapmıştır. Thompson, Aarne’nin tasnifini geliştirmiş ve masalları beş başlıkta toplamıştır:

1. Hayvan Masalları (1-299)

2. Asıl Halk Masalları (300-1199)

3. Fıkralar (1200-1999)

4. Formьlle Baєlayan Masallar (2000-2399)

5. Sınıflamaya Girmeyen Masallar (2400-2499).

Türk masallarının tip kataloğunu ise Eberhard ve Boratav hazırlamışlardır. Araştırmacılar, 2500 Türk masalını inceleyerek 378 tip tespit etmişlerdir. Eberhard- Boratav sınıflandırması şöyledir:

1. Hayvan Masalları (1-22)

2. Hayvan-İnsan (22-33)

3. Hayvan veya Bir Ruh İnsan Yardım Eder (34-82)

4. Tabiatьstь Bir Ruh veya Hayvanla Evlenme (83-109)

5. İyi Ruh veya Evliyalarla Yaşama (110-122)

6. Kaderin Hakimiyeti (123-142)

7. Rьya (143-145)

8. Kцtь Ruhlarla Yaєama (146-168)

9. Sihirbazlar (169-184)

10. Biz Kız Sevgili Bulur (185-196)

11. Bir Erkek Sevgili Bulur (197-222)

12. Fakir Kız Zenginle Evlenir (223-238)

13. Kıskançlık ve İftira (239-255)

14. Hor Gцrьlen Koca Kahraman (256-258)

15. Zina ve Baştan Çıkarma (259-280)

16. Acayip İcraat ve Olaylar (281-289)

17. Acayip Davalar (290-301)

18. Realist Masallar (302-310)

19. Acayip Tesadьfler (311-316)

20. Komik Hikayeleri (317-322)

21. Aptal Tembel Erkekler ve Kadınlar (323-338)

22. Hırsız ve Dedektif (339-349)

23. Akıllı Hilekar veya Cimri Erkek veya Kadınlar (350-378)

Warren S. Walker ve Ahmet Uysal da masalları, yedi bölüme ayırmışlardır:

1. Tabiatьstь Masallar

2. Şaşırtıcı ve Hünerli Neticelere Sahip Olan Masallar

3. Mizahi Masallar

4. Ahlaki Masallar

5. Köroğlu

6. Din Görevlilerinin Hatalarını Konu Olarak İşleyen Masallar

7. Fıkralar

Yukarıda belirtilen masal sınıflandırmalarına bakıldığında birden fazla sınıflandırmanın olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, masal türleri hakkında daha sağlıklı ve düzenli bilgi vermek için Yardımcı tarafından yapılan sınıflama dikkate alınacaktır [5,241]. Buna göre masallar, şu türlere ayrılmaktadır:

1. Halk Masalları

1.1. Hayvan Masalları

1.2. Asıl Masallar

1.2.1. Olağanüstü Masallar

1.2.2.Gerзekзi Masallar

1.3. Yalanlamalı Masallar

1.4. Zincirlemeli Masallar

2. Edebо Masallar

2.1. İşlenmiş Masallar

2.2. Yapma Masallar

Halk masalları, anonim ürünlerdir. Bu masallar, başlangıçta biri tarafından yaratılsa da zamanla ağızdan ağza geçerek, her seferinde yeni özellikler eklenerek gelişmiştir. Bu nedenle söyleyeni belli değildir. Bu masallarda halkın yaşamından izler, sevinçler, özlemler, umutlar, acılar görülür. Bu kategoriye giren masallar önce halk arasında anlatılmaya başlamış, zamanla gelişmiş ve sonradan bir kısım meraklı araştırmacılar veya masal yazarlarınca yazılı hale getirilmiş olan masallardır. Halk masallarından en yaygın olanı, hayvan masallarıdır. Hayvan masallarının en belirgin özelliği, “ders verme” amacını gütmesidir. Bu masallar aracılığıyla “hükümdarlara, krallara, derebeylere söz söylenilemediği çağlarda insanlar, onların hayvanlar dünyasındaki benzerleri olan güçlü hayvanlara eğilmişler, onları tenkit etmişlerdir”. Diğer bir deyişle masallar, halkın dile gelen duyguları, hayvanlar da bu duyguların temsilcileri olmuştur. Bu nedenle “hayvan masallarında hayvanlar, çokluk kendilerine özgü niteliklerini yitirmiş, kılık değiştirmiş insanlar değerini almışlardır” [5:79].

Bu masallarda hayvanlar, sadece insanları değil, insanlara ait özellikleri de üzerinde taşımaktadırlar. Bilindiği gibi tilki kurnazlığı, aslan kuvveti ve otoriteyi, çakal fırsatçılığı, eşek aptallığı temsil eder. Böylece her türlü duygu ve düşünce, bu hayvanlara yüklenerek masallar aracılığıyla insanlar tarafından belki de dolaylı yoldan- diğer insanlara aktarılmış olur. Doğal olarak hayvan masallarında tek amaç, “ders verme, insanları eğitme” değildir. Bu masalların eğlendirici özellikleri de ağır basmaktadır. Hayvanlardaki o insan tavrı ve ifadeleri, insanları eğlendirmekte, eğlendirirken de düşündürmektedir. Hayvan masallarının özellikleri bunlarla sınırlı değildir. Alptekin, bu özellikleri, şu şekilde sıralamaktadır:

1. Hayvan masalları, diğer masallara göre daha kısadır.

2. Masallara özgü olan kalıp ifadelere, hayvan masallarında rastlanmaz.

3. Olaylar, şahıslar ve hayvanlar arasında geçtiği gibi, bazen de sadece hayvanlar arasında geçer.

4. Hayvan masalları, birden fazla olay üzerine kurulur.

5. Bu masallarda genellikle dev, cadı, cin gibi olağanüstü kahramanlar yoktur.

6. Olaylarda bir bütünlük vardır.

7. Bu tür masallar, genellikle kısadır.

8. Hayvan masallarının gerçekle ilgileri yoktur.

9. Bu masallarda hayvanlar sembolize edilerek insanlara ders verilir.

Hayvan masalları, fabl ile benzerlik gösterdiği için fabla da hayvan masalı denmektedir. Aisopos, Beydeba, La Fontaine bu tьrde цnemli ьrьnler vermiєlerdir.

Halk masallarının ikinci türü, olağanüstü ve gerçekçi masallardan oluşmaktadır. Olağanüstü masallar, masalların tüm özelliklerini bünyesinde toplar. Masal tanımlarında da belirtildiği gibi masalların başat özelliği, olağanüstü öğeler içermesidir. Kişiler, olaylar, yer ve zamanda olağanüstülük egemendir. Bu tür için kısaca, “okul çağı çocuklarına hitap eden ve olağanüstülükleri abartılı olmayan,

sıradan konuların işlendiği masallardır” biзiminde bir tanım yapılabilir[6,83].

Olağanüstü masalların en önemli özelliği, olayların ve kahramanların hayalî

özellikler taşımasıdır. Dev, cin, cadı, peri, ejderha gibi olağanüstü özelliklere sahip kahramanlar vardır. Bu masallarda, güçlü ve korkunç canavarlar karşısında zavallı, çaresiz insanlar ve onları tehlikeden kurtaran kahramanlar ana tema olarak kendisini gösterir. Çaresiz insanlar da yine olağanüstü özelliklere sahip araçlar ya da yardımcı kişiler vasıtasıyla bu olağanüstü yaratıkları yenerler. Bu tür masallardaki olağanüstülüğü sağlayan bir başka öğe de kılık değiştirmedir. Olay kahramanları ya da masaldaki kişiler kedi, kuş, balık vb. kılığına girer. Yapılan bir büyü ya da büyülü bir araç ile kahramanlar kılık değiştirirler. Olağanüstü masallar, diğer masallara göre daha uzundur. İç içe geçmiş birden fazla olay yer almaktadır. Hem kişi bakımından hem de serüven bakımından zengin bir türdür. Bu tür masallar formel yцnьnden zengindir” [7,38].

Masalların en belirgin özelliği olan tekerlemelere en çok burada rastlanır. Masala uzun bir giriş tekerlemesiyle başlanır, daha sonra masal içinde gerekli yerlere anlatıcı tarafından masal tekerlemeleri serpiştirilir ve masalın sonu dua niteliğinde olan bir tekerleme ile bitirilir. Tekerlemelerin yanı sıra masala özgü kalıp ifadelere de sıkça rastlanmaktadır.

Asıl masalların bir diğer türü de gerçekçi masallardır. Bu masallarda, gerçeklik ağır basmaktadır. Daha doğrusu padişah, vezir, tüccar gibi gerçek hayatta yer alan kişilerin başlarından geçen olaylar anlatılmaktadır. Bu masal türünü anlatmak için kısaca “yaşanılan hayatın olay ve kişilerine benzeyen” masallardır, denilebilir [8,139].

Halk, belki de en çok bu türde yaşanılan hayatla ilgili sorunlarını ve özlemlerini dile getirebilmiştir. Masallarda padişahlar, yeri geldiğinde cezalandırılmış, yeri geldiğinde yoksul olmuş, yeri geldiğinde de yoksul ve âciz insanlara yardımda bulunmuştur. Bu bakımdan masallar, halkın konuşan dili olmuştur. Sadece padişahlar değil, vezirler de kadılar da hocalar da bunlardan kendilerine düşen payı almışlardır.

Gerçekçi masalların en belirgin kahramanları Keloğlan ve Köse tiplemeleridir. Keloğlan, “çoğu kez, fakir bir dul kadının oğludur; çevresinde küçümsenir, itilir, kakılır, tembelcedir, ama zekidir, beceriklidir, kurnazdır”.

Keloğlan’ın yoksul bir kadının oğlu olması, daha doğrusu yoksul olması da dikkat çekici bir konudur. Halk, yoksul ve biraz da tembel olan bir insanın zekâsı aracılığıyla sorunların üstesinden nasıl gelineceğini anlatma yolunu seçmiştir. Keloğlan’ın en önemli özelliği, kötülerle mücadele etmesi, onları beyin gücü ile yenmesi, kötüleri kendi oyunlarına düşürerek cezalandırmasıdır.

Keloğlan’ın bu hünerlerini sergilemesi için halk, zaman zaman karşısına Köse gibi bir tip çıkarmıştır. Köse, başlangıçta Keloğlan’ı oyuna getirse de sonunda kendi oyuna gelir ve cezasını bulur. Köse’nin bu olumsuz özelliğinin yanı sıra bazı masallarda kötüleri ve kötülükleri yenip iyilere yardım eden bir görünüm sergiler. Boratav, gerçekçi masalların Keloğlan ve Köse’nin serüvenlerinden başka çeşitleri olduğunu da belirterek bu masalları, maddeler halinde şu şekilde dile getirmiştir:

1. Deli-kişilerin masalları.

2. Hırsız, yankesici, haydut masalları.

3. Düzenbaz erkek ya da kadınların masalları.

4. Fakir halli erkek, kadın ya da genç kızları, varlıklı ve güçlü kişilerle karşılaştıran ve birincilerin zekâları ve sağduyuları ile üstün çıkmalarını anlatan masallar.

Görüldüğü gibi yine bu masal türlerinde de günlük hayatta karşılaşılabilecek kişiler ve olaylar yer almaktadır. Delilik, hırsızlık, yankesicilik, düzenbazlık, yoksulluk vb. insanlık tarihinin en eski sosyal olgularıdır. Bunlar da masallarda kendi yerlerini almışlardır.

Halk masallarından biri de yalanlamalı masallardır. Bu masallarda, bir kişinin övünme huyları, alaya alınarak anlatılmaktadır. Hacim açısından diğer masallara göre daha kısadır.

Yalanlamalı masallar, üçüncü şahısla anlatılsa da bunların birinci şahısla anlatılan türleri de yaygındır. Masalcı, olayları kendi başından geçmiş gibi anlatır. Girişte anlatılan bu birinci şahıslı anlatım bir tür tekerleme işlevi görür. Akla sığmayan pek çok olay, masalcının başından geçmiş gibi anlatılır.

Zincirlemeli masallarda kahramanların hemen tamamı hayvanlardan oluşmaktadır. Zincirleme masallar, küçük ve önemsiz olayların ardarda dizilerek halkalar halinde meydana getirdiği masallardan ibarettir. Bu masallar önce küçük bir olayla başlar, daha sonra bu olaylar, araya başka başka kahramanların girmesiyle tıpkı bir zincirin halkaları gibi büyür. Sonunda da zincir tersine işleyerek başlangıçtaki küçük olaya geri döner. Zincirlemeli masalların kahramanları hayvan olmasına rağmen, bu masallar hayvan masallarından farklıdır. Daha önce de belirtildiği gibi hayvan masallarında ders verme amacı ön plandadır. Oysa bu türde amaç, gülünç olayları sıralayarak dinleyicileri eğlendirmek ve şaşırtmaktır.

Yukarıdaki sınıflandırmada yer vermesek de bazı araştırmacılar tarafından bir masal çeşidi kabul edilen bir tür vardır ki buna “güldürücü masallar” ya da “fıkralar” denmektedir. Bunlar, Nasrettin Hoca, İncili Çavuş fıkraları gibi küçük hikâyelerdir. Bunlarda bir hayat problemi, bir olay karşısında mizahi bir görüş vardır. Bu türde, nükteli söyleyiş esastır. Kısa ve yoğun bir anlatımla veciz ifadelere yer verilmektedir. Aslında fıkraların, masal türü olarak değerlendirilmesine Aarne ve Thompson’un sınıflandırması neden olmaktadır. Metin Ekici, Aarne ve Thompson’un bu sınıflandırmayı ellerindeki metinlere göre yaptıklarını, fıkraların masal türü olarak ele alınmasının tartışmalı olduğunu söylüyor [10,94].

KAYNAKЗA:


  1. Buch W. Masal ve Efsane Üzerine. (Çev. A. O. Öztürk). Millî Folklor Dergisi, 1992. Sayı 13. [10-15].

  2. Demiray K. Temel Türkçe Sözlük. İstanbul: Inkilâp Kitabevi, 1988.

  3. Demirel Ö. İlköğretim Okullarında Türkçe Öğretimi. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi, 1999.

  4. Derman S. Anadil (Türkçe) Öğretiminde Masal Metinlerinin Kullanılması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Konya, 2002.

  5. Develioğlu F. Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara: Doğuş Matbaası, 1962.

  6. Dilidüzgün S. Çocuğun Gelişim Sürecinde Masallar. Anadili Dergisi, 2003a. Masal Özel Sayısı. Sayı 31. [10-15].

  7. Dilidüzgün, S. İletişim Odaklı Türkçe Derslerinde Çocuk Kitapları. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları, 2003b.

  8. Doğan D.M. Büyük Türkçe Sözlük. Ankara: Vadi Yayınları, 2003.

  9. Ekici M. Araştırma Yöntemleri. Türk Halk Edebiyatı El Kitabı. Ankara: Grafiker Yayıncılık, 2004.

  10. Elçin Ş. Türk Halk Edebiyatına Giriş. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1981.

Түйіндеме

Мақалада ертегілердің қалыптасу жолдары қарастырылады. Негізгі қайнар көздері беріледі. Ертегілердің түрлері мен олардың қолданыс ерекшеліктері қарастырылады. Кілт сөздер: Ертегі. Қиял-ғажайып. Әңгіме.Әдеби.



Resume

In the thesis we study the ways of formation of tales. We are giving the resourses. The types of tales and special characteristics of usage. Key words: Tales. Fantastic. Story. Literal.


АРМЯН-ҚЫПШАҚ ТІЛІНДЕ ЖАЗЫЛҒАН ЕСКЕРТКІШТЕР

М.Ә.Жүнісова,

Ф.ғ.к., доцент. ҚазМемҚызПУ.

Алматы. Қазақстан
Түркі тілдерінің жалпы даму кезеңдерін алты түрге бөліп қарастырған ғалым А.Н.Баскаковтың айтуынша: «біздің зерттегелі отырған орта ғасырлық қыпшақ тілдері Түркі тілдерінің орта дәуірі (Х-ХҮ ғ.)» - деп аталады да, түркі тілдерінің төртінші кезеңіне жатады.

Жалпы орта ғасыр ескерткіштерін түркітанушылар (Айдаров Ғ., Құрышжанұлы Ә., Томанов М.) былай төртке бөлген:



  1. Қараханид түріктерінің тілінде жазылған ескерткіштер;

  2. Орта Азия түріктерінің тілінде жазылған ескерткіштер;

  3. Көне қыпшақ тілінде жазылған ескерткіштер;

  4. Шағатай тілінде жазылған ескерткіштер.

Біздің мақаламызға негізгі арқау болатын осының ішінде үшінші түрі, яғни көне қыпшақ тілінде жазылған ескерткіштер. Көне қыпшақ тілінде жазылған ескерткіштер ХІ-ХҮІІ ғасырлар аралығын қамтиды. Олар қандай жазумен жазылғанына қарай кезінде бес топқа топтастырылған:

1)Готикалық көне шрифтімен жазылған ескерткіш (ХІІ-ХІҮғасырлар);

2)Араб әрпімен жазылған мұралар (ХІ-ХІҮ ғасырлар);

3)Армян жазуымен берілген материалдар (ХҮ-ХҮІ ғасырлар);

4)Орыс алфавитімен жазылып қалған деректер (ХІ-ХІІІ ғасырлар);

5)Шығыс Еуропа аймағын мекендейтін кейбір халықтардың тілінде сақталып қалған және сол елдердің өзіндік жазу үлгілерімен берілген сөздер (адам аттары мен жер-су аттары, т. б.).

Көне қыпшақ тіліндегі материалдардың ішінде көне неміс, итальян тілдеріне, классикалық араб тіліне, армян, поляк тілдеріне және ескі орыс тіліне аударылып берілгендері де бар. Көптеген материалдар орыс, украин, белорус, венгер, поляк, грек, грузин, армян тілдерінен табылған. Бұлардың ішінде басқа халықтардың тілінде сақталғандарын да қарастырамыз.

Орта ғасырда қыпшақтар ұлан байтақ территорияны иемденген: Солтүстік Кавказ таулары, Қырым қырқалары, Балқаш көлінің маңайы Дешті қыпшақ даласы атанса, ежелгі Мысыр мен Сирияда, Батыс Украинада, Шығыс Еуропа елдерінде де өмір сүрген.

Жағрафиялық біртұтастығы жоқтығына байланысты әр өңірдің қыпшақтары әр түрлі аттармен аталып келген. Қыпшақ даласының оңтүстік орыс даласын мекендеген қыпшақтарды половецтер, Мысыр мен Сирияның қалаларын билеген қыншақтарды мамлюктер деп атаған. Әр түрлі саяси-әлеуметтік, ғылыми және мәдени орталықтарға байланысты жазылған әдебиеттерде «Орта Азия қыпшақтары», «Алтын Орда қыпшақтары», «Қырым қыпшақтары», «Қазақстан қыпшақтары» деген атаулар да бар.

Ғылымда көне қыпшақтар жөнінде ең алғаш мәлімет беруші- ғалым Махмұт Қашқари. Түркі сөздерінің жинағында қыпшақ тілінің кейбір грамматикалық ерекшеліктерін талдап, лексикалықмысалдар келтірген. Қыпшақ тілін әрдайым атай отырып, өз кезеңіндегі көп тараған тілдердің қатарына қосқан. М.Қашқари заманындағы түркі тілдес халықтардың қоғамдық өмірі мен рухани дүниесінің алуан саласын қамтитын материалдарға толы. Онда тарихи-әлеуметтік жағдайларға, этнография мен әдеби мұраларға, мәдениет пен тіл ерекшеліктеріне, халық медицинасы мен материалдық ескерткіштерге, жағрафиялық суреттеулер мен астронимикалық атауларға, ғылыми зерттеулерге, тағы басқа толып жатқан мәселелрге байланысты аса бай мәліметтер мен нақтылы мысал-деректер келтірілген. Қыпшақ тілін өзге түркі тілдерімен қатар атап қана қоймай, оны терістік тобындағы түркі тілінің бірі деп қараған. Бұл автордың айтуынша, таза түркі тілдері мыналар: қыпшақ, қырғыз, оғыз, тухси, чығыл, яғма, ығрақ, яруқ.

Әрбір тілдің өзіндік қасиеттерін сипаттай келе М.Қашқари: «қыпшақтар й дыбысының орнына ж, м дыбысының орнына б, з дыбысының орнына й дыбысын қолданады, сондай-ақ кейбір сөздердің құрамында ч,ғ дыбыстарын түсіріп айтады» - деп жазады.

Ел-жұртқа танымал болған, түркітанудағы талай еңбектердің негізгі нысаны болған келесі бір еңбек- «Кодекс куманикус» (Кумандар кітабы) деген қолжазба. Қазақ ғалымдарының бұл еңбек тілін зерттеулері және олардың ғылыми тұжырымдары бізге көптеген материалдар береді дей аламыз. Біз бұл еңбекті де өз жұмысымыздың негізгі дереккөзі есебінде аламыз.

Половец қыпшақтарының тіліндегі ескерткіштерге де тоқталуды өз міндетіміз дейміз, өйткені олардың көбісінде куман тілінің элементтері кездеседі, Сонымен қатар көне қыпшақ тілінің сөздерін А.Никитиннің «Үш теңізді көктей өтіп» жол жазбасы, әйгілі «Игорь полкі туралы сөз» эпостық дастаны т.б. деректер пайдаланылады, әсіресе, ХҮІ ғасырда көшіріліп жазылған «Половцылар тілінің түсіндірме сөздігі» деген қолжазба, «Половцылар мен татар тілдерінің қысқаша сөздігі» материалдары да қаралып шығады.

Куман тілі Шығыс Еуропа халықтары тілінің ономастика мен топонимикасына да әсер еткен, оны көптеген орыс түркітанушылары (Ю.Немет, Рашони, Лигети, Дубинский) кезінде дәлеледеген, жалқы есімдердің негізгі түбірін көне қыпшақ тілінде қолданылған сөздерге әкеп тірейді.

«Түрік филологиясының негіздері» деген еңбекте Хорезм түріктерінің тілінде жазылған ескерткіштер деп аталып кеткен Орта Азия түріктерінің тілінде жазылған бірнеше қолжазбалар бар, олар: А. Яссауидің «Хикметі», «Мұқадимат әл-адаб», «Китаби тарджуман фарси уа түрки уа моголи»- (Батыс Түркістан, Мауреннахр, Арал мен Каспий, Үргеніш пен Бұхара өңірлерін жайлаған қыпшақтардың тілінде жазылған).

Армян колониясы тілінде жазылған екерткіштердің де өзіндік орны бар, мәселен, Жан Денидің 1957 ж. «Армян колониясы және Каменецтегі оқиғалар жазбалары» деп аталатын еңбегінде де қыпшақтар туралы толық мағлұмат аларлық материалдар бар, өйткені ХІІІ ғасырда моңғол шапқыншылығында ығысқан армяндар Кавказ бен Қырым өңірін жайлаған қыпшақтармен бірге Каменецке көшіп келген деген тарихи дерек бар. Онда армяндардың магдебурлық (ешкім қол сұға алмайтын) құқпен колония құрылып, оның ішіндегі іс-қағаздары үш тілде-армян, қыпшақ, поляк тілдерінде жүргізілген.

Тіліміздің тарихын қарастырған ғалымдардың болжамынша: «XІ ғасырдың екінші жартысында (1064 ж.) Багратидтер мемлекеті құлап, оны сельджүктер басып алғаннан кейін, қоныс аударған армяндар бірте–бірте жылыса отырып Қырымға жеткен де, осы өлкені жайлайтын қыпшақтармен етене болып аралас өмір сүре бастаған. Бұл өңірге көшіп келген армяндардың күнделікті сөйлеу практикасында қыпшақ тілі екінші ана тілі болып саналған. Бертін келе, XІІІ ғасырда моңғол шапқыншылығынан ығысқан армяндар (300 үй шамасында) Кавказ бен Қырым өңірін жайлаған қыпшақтармен бірге король Лео Біріншінің шақыруымен Батыс Украинаға, Галицияға, Подольеге, оның ішінде Каменецке ауысып, көшіп келген (1280 ж.). Онда армяндардың магдебурлық (ешкім қол сұға алмайтын) правомен пайдаланатын колониясы құрылып, ол колонияның өз ішінде жүргізілетін іс қағаздары үш тілде – армян, қыпшақ және поляк тілінде – жүргізілетін болып қалыптасқан. XV ғасырда (1496 жылдан бастап) Украина армяндарының орталығы Каменец – Подольскі қаласы болған» [1].

Түркітанушы ғалым А.Н.Гаркавец өзінің көп жылдық зерттеулерінің бірінде «Кодекс куманикус» ескерткіші жайында: «первое описание памятника принадлежит библиографу Якобу Филиппу Томасини и его каталоге рукописей Венецианской библиотеки: в перечне книг,... начало научному кодекса положил немецкий востоковед Генрих-Юлиус Клапрот,.. Геза Кун, ... » (Кодекс мәселесі бөлімінде) – дейді [2].

«Армян колониясының тілінде жазылған ескерткіштер: «Армян колониясы және Каменецтегі оқиғалар жазбалары», «Түркі филологиясының негіздері», «Документы на половецком языке XVІ в.»» - деп көрсетеді авторлар ұжымы [1]. Бұдан шығатын түйін «Кодекс Куманикустен» де басқа ескерткіштердің бар екендігі.

«Ереван қаласының көне дүние ескерткіштеріне өте бай Матенадаран кітапханасында осы сөз болып отырған кезеңге қатысты армян алфавиті мен көне қыпшақ тілінде жазылған алуан түрлі материалдар бар. Бірен – саран болмаса, олардың бәрі де әлі басылып шыққан жоқ, сонымен бірге басқа тілдерге де аударылған емес. Болашақ зерттеушілерін күтіп тұрған бай мұралардың басты бір көзі осында» [1]. - деп нақты мекен-жайы белгілі материалдардың көшірмелері қашан қолымызға түсер екен дейсің.

Армян колониясының тілінде жазылған шығармаларды дүние жүзінің көптеген кітапханаларынан кездестіруге болады. Мысалы, Ж.Дени бастырған жазбалар Париждің ұлттық кітапханасында сақтаулы болса, Польша, Венгрия т.б. мемлекеттер мен қалаларда да сол тектес толып жатқан құжаттар бар. Олар бірте – бірте жарияланып та, әр алуан тілдерге аударылып та жатыр. Бұл ретте еңбек сіңіріп жүрген көрнекті зерттеушілер деп М.Левицкий, Р.Кохнова, Е.Триарский, Е.Шутц, О.Притцак т.б. айтуға болады. Олардың еңбектері поляк, француз, ағылшын тілдерінде жарық көрді.

Бүгінде белгілі болып отырған армян колониясы тіліндегі қолжазбалардың саны отыз шақты: Венада – 17, Парижде – 5, Венецияда – 1, Браславеде – 7, Краковта – 2, жеке адамдардың қолында (Польшада) – 2 т.б. Мазмұны жағынан олар мынадай жіктерге бөлінеді: 1) тіл зерттеу саласында – грамматикалық очерктер (Венада), армян – қыпшақ сөздігі (Венада). Бұлар әлі де болса жарияланып үлгермеген жазбалар. 2) 1568 жылы қыпшақ тіліне аударылған армяндардың уставы (түпнұсқасы 1519 жылы жазылған). Ол данадан Венада, Парижде және Браславеде сақтаулы.Браславе қаласындағы вариантын 1957 жылы М.Левицкий мен Р.Кохнова жариялады (Варшавада). 3) Каменец – Подольскідегі армяндар колониясының шежіресі (Венецияда және Парижде). Мұның Париждегі нұсқасын Ж.Дени бастырып шығарғанын жоғарыда айттық. 4) Әр алуан документтер, мысалы 1636 – 1680 жылдары жазылған Лемберегедегі армян шіркеуінің қыпшақ тіліне аударылған матрикулі (Польшада). Бұл да әлі жарияланған жоқ. 5) XVІІІ ғасырдың ортасында жазылған армян жазбаларының календпры (Краковтв сақталған). Бұл да жарияланбаған. 6) 1654 – 1674 жылдары жазылған “Пашалнакон” да Парижде сақтаулы, баспа бетін көрген жоқ. 7) Діни тақырыпта жазылған еңбектер: а) 1590 жыл диакон Лусик аударған “дұғалар кітабы” (Венада сақтаулы). Оның 51 дұғасын Ф.Крэлиц – Грайфенхорст неміс тіліне “Польшадағы армян татарлары тілінің үлгісі” деген атпен аударып бастырды (1912 ж.). Осындай дұғалар Париж қаласынан да табылады. ә) Тәңірге табыну дұғаларының текстері Вена мен Париж қалаларында сақталған. 8) Жоғарыда айтылған Матенадаран кітапханасында армянша – қыпшақша екі тілде жазылған 8 түрлі текст сақтаулы. Олар мыналар: 1) Грамматика, 2) Лусик түсіндіріп жазған армян тілі мен армян – қыпшақ тілдерінің тарихы (псалтырь тіліндегі кейбір қиын оқылатын сөздер мен түсініксіз сөз тіркестері туралы жасалған сөздік). 3) Христің тууы туралы хикая. 4) Інжілге арнап жазылған кіріспе. 5) Христің қайта айналып келуі туралы жыр. 6) Көп жыл өмір сүрудің әдіс – тәсілдері. 7) Вардапет Ванаканың ойлары. 8) Христің қайта тірілуі туралы жыр. Әр тақырып көлемі жағынан көп болғанда 30 бет те, аз болғанда 1 бет мөлшерінде. Бәрінің де авторы бір адам – Лусик Саркаваг. Ол 1581 жылы Львов қаласында жазған болу керек. Кейінгі бір қолжазба қайтадан түптелген кезеңде оған 1598 ж. (армяндардың жыл санау есебі бойынша 1047 ж.) деген белгі қойылған. Бұлардан басқа Лусик Львота армянша – қыпшақша жазылған тағы бір еңбекті көшіріп алған: ол – Венециядағы мхитаристер конгрегациясының кітапханасындағы псалтырь. Алғашқы біраз беттері жоғалып кеткендіктен, “Грамматика ” бөлімінің аты жөні мәлімсіз болып қалған. Қолжазбаның соңында да бірнеше бет жоқ.

Енді қазіргі армян тіл білімінің тарихына үңілер болсақ, орта ғасырлардағы армян тіл білімі: 1) тілдің табиғаты, тілдің пайда болуы, тілдердің әртүрлі болатындығы, зат пен атаудың қарым-қатынасы, жалпы және жалқы есімдер деген жалпы мәселелерді. 2) армян тілінің пайда болуы және оның басқа тілдермен қатынасы, диалектілері, төл сөздің төркіні мен кірме сөздердің тарихы деген жеке сұрақтарды қарастырды. Армян лингвистикасында төмендегі мәселелер талданды: а) Табиғи және әдет-ғұрыпқа байланысты екі бағытты ұстанды: 1) Е.Кохбаци, Давид Непобедимыйлар; 2) Аристотель ұстанымы. ә) Армян ойшылдары жалпы және жалқы есімдер мәселесінде Аристотель мен Платонның бағыттарын басшылыққа алды. б) Г.Татеваци (1346-1410) «Сауалдар кітабы» атты еңбегінде тілдің шығуын бір құдайға телісе, тарихшы Агафангелос, ойшыл ақын, грамматист О.Ерзнкаци заттарға атауды адамдар құдайдың құдіретімен тағайындайды деген пікірде болды. в) Армян тілін диалектіге бөлу Дионисий Фракийскийдің «Грамматикалық өнер» атты еңбегінің армян тіліне аударылуымен тікелей байланысты. г) В.Аравелци, З.Мартиросяндар әдеби тілде ауызша сөйлеу элементтерінің де болатындығын жақтады. Ал Х.Абовянның жаңа армян тілі – ашхарабараны ХІХғ. ғана әдеби тіл етіп орнықтырғаны белгілі. ғ) Месроп Маштоц армян фонетика әліппесін жасаған. Тұжырымдай келгенде, армян лингвистикасының тарихшысы Г.Б.Джаукянның айтуынша, армян грамматикасы ХVІІІғ. аяғына дейін дамудың үш кезеңін басынан кешірді: гректің әсері, армян тілінің «грекшеленген» грамматикасы; латындық әсер, армян тілінің «латыншалаған» грамматикасы; гректік, латындық әсерлердің ықпалдығынан шығып, армян тілінің ертедегі ескерткіштеріне негізделген грамматика жасау. Үшінші кезеңге дейінгі армян грамматикасы Д.Фракийскийдің «Грамматикалық өнер» еңбегінің өне бойын басшылыққа алды. И.И.Шредердің 1711ж. «Армян тілінің інжу-маржаны» атты еңбегі халықтың қысқа тарихына, тілі мен әдебиетінің өткеніне, көне және жаңа армян тілінің грамматикасына арналды. Армян жазулы қыпшақ ескерткіштерін мазмұны жағынан жеті топқа бөліп қарауға болады: іс қағаздары, тарихи деректер, діни әдебиеттер, эпиграфиялық жазбалар, естелік жазбалар, тілге қатысты деректер, әдеби аудармалар [3].

Армян-қыпшақ тілінде жазылған ескерткіштердің тілі грамматикалық, әлеуметтік-лингвистикалық тұрғыдан қарастырылып, әлі талай зерттеу нысаны болады деп сенеміз.


Каталог: wp-content -> uploads -> 2018
2018 -> Комутова Айгуль Сериковна, кмм
2018 -> Комутова Айгуль Сериковна, кмм
2018 -> Сабақтың мақсаты: а/ Оқушылардың сөздік қорын молайту. Білім, білік дағдыларын қалыптастыру
2018 -> Сабақтың тақырыбы: Физика-табиғат туралы ғылым
2018 -> Сабақ мақсаты Тұздар гидролизін түсіну және тұздардың суда ерігенде қандай процестер жүретінін анықтау
2018 -> Сабақтың мақсаты: Білімділік: Көміртек және оның қосылыстары туралымәлімет алады
2018 -> 5В011700- Қазақ тілі мен әдебиет мамандығы бойынша 3-курс студенттердің элективті пәндер каталогы 2017-2018 оқу жылы
2018 -> Сабақтың тақырыбы Салынған циклдер. Мақсаты Қайталау операторлары туралы білімнің кеңеюі
2018 -> Сабақ тақырыбы: Теңдеулер жүйесін қолданып есептер шығару Мерзімі
2018 -> Даулетиярова Зауре Ермаханқызы А. Пушкин атындағы №41 көпсалалы гимназияның қазақ тілі мен әдебиеті пәнінің мұғалімі Тараз қаласы


Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   47




©www.engime.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет